Hipertansiyon kan basıncının yükselmesidir. Genellikle sebebi belli değildir. Tansiyon hastasının çocukları ve kardeşlerinde de aynı hastalığa yakalanma riski fazladır. Heyecanlı ve gergin bir hâlet-i rûhiyeye sahip kimseler, gerilim içinde oldukları anlarda, kan basıncı yükselir. Eğer bu gerginlik uzun süre devam ederse, tansiyon süreklilik kazanır ve gerginlik ortadan kalksa bile aşağı düşmez. Tansiyon özellikle stres ile çıkar.
Şişmanlık yüksek tansiyonu davet eden unsurlardan biridir. Fazla kilolu tansiyon hastalarına zayıflamaları tavsiye edilir. Tansiyon hastalarının içkiyi bırakmaları şarttır. Sigara, zamanla kan basıncının yükselmesine yol açar. Özellikle kalp atardamarlarının iç duvarlarında bozulma ve daralmaya yol açtığından(aterom plağı), eğer bir kişi hem sigara tiryakisi hem de yüksek tansiyon hastası ise iki tehlikenin birleşmesi sonucu, her an bir koroner yetersizliği ile karşı karşıya gelebilir.
Böbreklerde"Renin" salgılamasının artması, daha fazla miktarda tuzun vücud içinde tutulmasına yol açar, böylelikle vücud içinde dolaşan kanın miktarında artış meydana gelir ki, bu da kan basıncının yükselmesi demektir.
Hamile kadınlarda yüksek tansiyon: Yüksek tansiyon hamileliğin son birkaç ayı içinde de ortaya çıkabilir. O devrede yüksek tansiyon ile birlikte bacaklarda, ellerde şişme ve idrarda albumin (hamilelik toksemisi) görülür. Bu durumda hamile bol istirahat etmeli, tuzdan kaçınmalı, tansiyon düşürücü ilaçları doktor takibi altında almalıdır. Doğumdan sonra tansiyon normale döner. Ancak yeni bir hamilelik ile aynı sıkıntılar yaşanabilir.
Tedavi: İlk basamakta tuz kısıtlanır. İkinci basamakta tansiyon ilaçlarına başlanır. Gençlerde 14/9 ve yukarısı yüksek tansiyondur. Tedavide hedef 13/8'e indirmektir. Tansiyonu 18/20 hatta daha yüksek olarak dolaşan ve "bana zarar vermiyor" diyenler vardır. Ama bu yüksek tansiyon yavaş yavaş damarları bozmaktadır. Tedavi edilmez ise sonunda felç, beyin kanaması, infarktüs ve böbrek bozukluğuna sebep olacaktır. Kişinin sıhhatini koruması bir vecibedir. Dolayısıyla tedaviyi benimsememekten bu gibi hastalıklar meydana gelse, hasta "dinen" mesul olurlar.
Yeni yorum gönder