Anız yakma

Ülkemizdeki cogu kisinin düsünceleri "ne olcak ya"olarak basliyor ve devami ise olumsuz sonuclar dogurabiliyor.
Yarina birakilcak en güzel miras tertemiz bir dünya olmasi gerekirken biz cöplük bir hal almasi icin dahami cok caba gösteriyoruz? Diye düsünmeden gecemiyorum.

Her ne kadar ülke ekonomisinde tarım sektörünün önemi küçümsenmeyecek boyutta da olsa tarım haberleri ne çok sık rastlamazsınız. Hele anız yakılması nedeniyle ortaya çıkan haberleri pek haberlerde görmeyiz. Zaten son yıllarda bu tür haberler pek ilgimizi çekmemekte, mülki amirlerin, tarım teşkilatının ve hatta belediyelerin onca uyarılarına rağmen yine anız yakılmasına devam edilmektedir.

Aslında yanan anız ile milli servetimiz yok olmakta, çevre zarar görmekte, bu konuda kamuoyunda yeteri kadar bilinç oluşturulamadığı gibi, ilkel tarım yöntemi olmasına rağmen uygulama devam etmektedir.

Anız nedir diye soracak olursanız. Anız hububat alanlarında hasattan sonra kalan kök bölgesidir. Çiftçilerimiz daha iyi tohum yatağı hazırlamak, yabancı ot ve haşereleri yok etmek, hasat sonrası, hızlı şekilde diğer bir ürünün ekimine geçmek ve arazide mibzerin gözlerinin anız sapları ile tıkanmadan istenilen bir şekilde ekim yapması için anız yakmaktadırlar. Bu yöntemi yüzyıllardan beri de uygulamaktadırlar.

Başlangıçta doğru yöntem olarak görülen bu yöntem şehirleşmenin günden güne arttığı doğal kaynakların hızla tükendiği ve çevre sorunlarını her geçen gün dünyadaki yaşamı tehdit ettiği günümüzde pek de kabul edilen bir yöntem değildir. Kaldı ki gelişen modern tarım teknoloji karşısında anız yakılması başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkede tümüyle yasaklanmıştır.

Çünkü anız yakılmasının zararları artık çok açık olarak ortaya konulmuştur.

Anız yakılması ile ortaya çıkan zararın telafisi oldukça güç olmaktadır. Anızın yakılması ile topraktaki organik madde yanma sonucu yok olmaktadır. Organik maddenin bitkinin besin kaynağıdır. Büyüyüp gelişmesi için ihtiyaç duyduğu ana besin kaynağıdır. Toprakta suyu emerek, tutan ve de bitkiye sunan ana tabakadır. Toprağın havalanmasını sağlayan ve erozyonu önleyen tabakalaşmayı sağlayan kısımdır.

Hele birde ülkemiz gibi yağış sorunlarının olduğu ve %1’den az organik madde yapısı olan bir bölgede anız yakmak ürünün geleceğini tehlikeye sokmaktır. Karbon ve azot kaybı ile organik maddenin azalması da topraklarımızda verimliliğin günden güne düşmesi demektir.

Diğer taraftan toprak yüzeyindeki mikroorganizma faaliyetinin sona ermesine, organik madde parçalanmasının engellenmesine ve toprağın bitki için yararlı olmaktan çıkması demektir.

Yapılan araştırma sonuçlarına göre yanan anız ile ilk yılda kök çürüklüğü hastalığında azalma olduğu, ancak ikinci yıl bu hastalığın daha da arttığı görülmüştür.

Yok olan bitki örtüsü karşısında yağışlar nedeniyle toprak su ve rüzgâr erozyonuna hassas hale gelmektedir. Gerçekte anız yağışların şiddetle toprağa düşmesini engellemekte, yüzey akışının hızını azaltmakta, suyun toprağa sızmasına imkân vermektedir. .

Bir başka sorun ise yanan anız ile hayvan yemi olarak kullanılan sapsaman yok edilmektedir. Yanan anızlarla ile ortaya çıkan duman hava kirliliğine neden olmaktadır. Diğer büyük zararı da ilkel yöntemlerle yakılan alanlarda kontrol edilememeyen anız yangınları çevredeki tarla, bahçe, çit, telefon direkleri, orman, koruluk, ağaçlık alan gibi alanların yanmasına can ve mal kayıplarına yol açmaktadır. Doğal hayat, yaban hayatı zarar görmekte, yaban hayvanları ölmekte ya da alanı terk etmek zorunda kalmakta ve doğal denge bozulmaktadır.

Bugün modern tarım alet ve makineleri ile anıza ekim yapılabilmektedir. Bu şekilde anız yakılmasının zararlarının önüne geçilmektedir.

Bugün dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlanan doğrudan ekim ile yağış ortalaması 200-500mm olan bölgelerde başarı ile üretim yapılmaktadır. Tarım teşkilatımızca bu yöndeki makineleşme de teşvik edilmektedir.

Bugün ülkemizde de anıza ekim yapılması için alet ve makineler üretilmektedir. Üretimde hem zaman ve maliyet hem de verimlilik bakımından avantaj elde edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin yıllardan beri kullandıkları teknolojiyi üreticilerimize sunmaktadırlar.

Lütfen hasat dönemleri sonunda çevrenizi ve anız yakılan yöreleri şöyle bir gözlemleyin. Bırakın ülkenin içlerine gitmeyi karayolu güzergâhı boyunca uçsuz bucaksız buğday tarlalarına bakın. Karayolunda giderken birden yanınızdan acı sireni ile geçen itfaiye araçlarını görürsünüz. Büyük bir kısmı küçük şehir ve kasaba belediyelerin maddi ve teknik olarak sınırlı imkânlarına rağmen itfaiye teşkilatları ile kırsaldaki anız yangınları ile mücadele ettiklerine şahit olursunuz.

Dünyada anız atıklarının bile ekonomiye kazandırılması yönündeki çalışmaların günden güne geliştiği günümüzde anızın yakılması milli servetin yok edilmesidir. Anızları yakmayalım. Yakılmasına engel olalım. Geleceğimizi karatmayalım.

Yeni yorum gönder

  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <code> <img> <b> <ul> <ol> <li> <dl> <dt> <dd>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

Biçimleme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi

CAPTCHA
This question is for testing whether you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.